Hayattaki her şey, gerçeğe dönüşmeden önce insanın zihninde düşünce, fikir, hayal olarak yer alır. A. Graham Bell telefonu önce hayal etmiş, düşünceleri ile şekillendirmiş, sonra hayalinden yola çıkarak onu gerçeğe dönüştürmüştür.
Olumlu düşünce, olumsuzlukları kabullenmeyen, her koşulda yapılabilecek daha iyi bir şeyin olduğuna inanan kişilerin düşünce tarzıdır. Günümüzde olumlu düşünce, iş hayatında da performans ve verim artırıcı bir faktör olarak kabul edilmektedir. Olumlu düşünce hayatımızın yakıtıdır ama olumlu düşüncenin gücünü ve etkisini gösterebilmesi için beynimizdeki engelleri, ön yargıları, sınırları kaldırmak şarttır. Beynimiz negatifi kabul etmez, bilinçaltında herşey pozitiftir. O yüzden –me, -ma, olumuzluk eki ile söylenen şeyler de beyin tarafından “yapılması gereken şey” olarak algılanır. Bu nedenle çocuklara “yapma, koşma, konuşma” denildiğinde o bem beyaz zihinleri ile çocuklar bunun tersini yaparlar.
Örneğin, telefonda satış yapan bir satış temsilcisinin daha önceki 5 telefon konuşmasında müşterilerini ikna edemediğini düşünelim. Bir sonraki telefonunu açmadan önce “Bu kez başarısız olmayacağım” dediği anda zihnini “başarısız olma” yönünde programlar ve sonuç yine başarısızlıktır. Başarısız olmama düşüncesinin kaygısı, gerginliği ve stresi satış temsilcisini yine hayal kırıklığına uğratacaktır. Oysa düşüncesini “müşterimi ikna edeceğim” şeklinde değiştirip olumlu zihin durumuna büründüğünde konuşması, seçtiği sözcükler ve itirazları karşılaması da buna uygun şekilleneceğinden başarı şansı çok daha yüksek olacaktır.
"Neden?" değil, "Nasıl?"
Elbette olumlu zihin durumu her şey yolunda giderken kolaylıkla korunabilir ancak işler ters gitmeye başlayınca negatif düşünmeye programlanmış insan zihni en kötüyü beklemeye başlar. Mevlana bunu "Nasıl bakarsan öyle görürsün" şeklinde ifade eder. Hayatımıza rehber olan şeyler sadece olumlu durumlar değildir; olumsuz durumlar da bizlere ders verir. Acilen işe yetişmeye çalışırken otobüsün gözünüzün içine bakarak gitmesi size "Hayatımda her şey ters gidiyor zaten, amma da şanssızım" da dedirtebilir, sonrası için daha planlı hareket etme, alternatif yollardan giderek daha kısa sürede işe ulaşabilmenin yolunu bulabilme gibi çözümleri de sunabilir. Başınıza gelen olayı nasıl çerçeveleyeceğiniz size bağlıdır. Şikayet edip bir olumsuz olayın hayatınızın diğer alanlarına da sıçramasına izin mi vereceksiniz, yoksa ders alıp yola devam mı edeceksiniz?
Olumlu zihnin en önemli özelliği "Nasıl?" sorusuna odaklanmasıdır. Çözüme odaklanan, daha iyiye ulaşma yolunda çaba sarf eden insanlar, başlarına gelen olayları "Nasıl?" süzgecinden geçirip sonraki safhalar için atacakları adımları belirlerler. Oysa kötümse insanlar "Neden?" diye sorar ve sadece sorunları görürler. Öyle ki uzun süredir bekledikleri fırsat ayaklarına gelse dahi fark etmez, durdukları yerde sayarlar. Hayat aslında inatçı bir öğretmendir. Bir dersi öğreninceye kadar size tekrar tekrar gösterir. O yüzdendir ki davranışınızı değiştirmemişseniz aynı şeyleri yaşamaya devame dersiniz. Ne zaman ki hayat, dersinizi aldığınıza kanaat getirir, işte o zaman her şey değişir.
Her şey sende gizli
Son yılların kabul gören anlayışı kuantum fiziği, her şey gibi düşüncelerin de enerji olduğunu belirtir. Bilinçaltımız "gerçek" ile "düşünce" arasındaki farkı ayırt edemez, o yüzden zihnimizde canlandırdıklarımız da "gerçek" olarak algılanır. Eğer olumlu bir zihin durumu içindeysek yaşayacaklarımız da olumlu olur. Ama eğer en kötüyü beklersek, yaşayacağımız gerçek de bu olacaktır. Bir işin olmayacağını düşünürseniz ve kendinizi buna inandırırsanız, o işin olmasını sağlayacak fırsatlar etrafınızda günlerce dolaşsa dahi onları fark edemez, hatta onlardan rahatsız bile olabilirsiniz.
Olumlu düşünceyi hayat felsefesi olarak benimseyen insanlar, umudunu, güvenini, güvenini, iyimserliğini kaybetmeden kendine güvenen, cesur ve inisiyatif sahibi bireyler olduklarını çevrelerine hissettirirler. Bu da onların daha fazla saygı görmesine, çözüm odaklı olduklarından olumsuz durumlarla daha başarılı şekilde baş etmelerine ve olumlu yaklaşımları ile ihtiyaç duydukları kaynak ve yardıma çok daha kolay ulaşabilmelerine olanak sağlar. Kısacası olumlu zihin, güçlü zihindir.
Ve elbette ki bu zihnin anahtarı sizsiniz. Yine Mevlana'nın dediği gibi: "Herşey sende gizli. Yerin çektiği kadar ağırsın, kanatlarının seni uçurduğu kadar hafif." Geçmişinizde sizi olumsuz etkileyen ne olursa olsun onu geride bırakın, artık ileriye bakmanın zamanı!
Yaşam bir armağandır, "alın"
Yaşam bir güzelliktir, "şükredin"
Yaşam bir mücadeledir, "savaşın"
Yaşam bir hedeftir, "başarın"
Yaşam bir maceradır, "cüret edin"
Olumlu düşünce, olumsuzlukları kabullenmeyen, her koşulda yapılabilecek daha iyi bir şeyin olduğuna inanan kişilerin düşünce tarzıdır. Günümüzde olumlu düşünce, iş hayatında da performans ve verim artırıcı bir faktör olarak kabul edilmektedir. Olumlu düşünce hayatımızın yakıtıdır ama olumlu düşüncenin gücünü ve etkisini gösterebilmesi için beynimizdeki engelleri, ön yargıları, sınırları kaldırmak şarttır. Beynimiz negatifi kabul etmez, bilinçaltında herşey pozitiftir. O yüzden –me, -ma, olumuzluk eki ile söylenen şeyler de beyin tarafından “yapılması gereken şey” olarak algılanır. Bu nedenle çocuklara “yapma, koşma, konuşma” denildiğinde o bem beyaz zihinleri ile çocuklar bunun tersini yaparlar.
Örneğin, telefonda satış yapan bir satış temsilcisinin daha önceki 5 telefon konuşmasında müşterilerini ikna edemediğini düşünelim. Bir sonraki telefonunu açmadan önce “Bu kez başarısız olmayacağım” dediği anda zihnini “başarısız olma” yönünde programlar ve sonuç yine başarısızlıktır. Başarısız olmama düşüncesinin kaygısı, gerginliği ve stresi satış temsilcisini yine hayal kırıklığına uğratacaktır. Oysa düşüncesini “müşterimi ikna edeceğim” şeklinde değiştirip olumlu zihin durumuna büründüğünde konuşması, seçtiği sözcükler ve itirazları karşılaması da buna uygun şekilleneceğinden başarı şansı çok daha yüksek olacaktır.
"Neden?" değil, "Nasıl?"
Elbette olumlu zihin durumu her şey yolunda giderken kolaylıkla korunabilir ancak işler ters gitmeye başlayınca negatif düşünmeye programlanmış insan zihni en kötüyü beklemeye başlar. Mevlana bunu "Nasıl bakarsan öyle görürsün" şeklinde ifade eder. Hayatımıza rehber olan şeyler sadece olumlu durumlar değildir; olumsuz durumlar da bizlere ders verir. Acilen işe yetişmeye çalışırken otobüsün gözünüzün içine bakarak gitmesi size "Hayatımda her şey ters gidiyor zaten, amma da şanssızım" da dedirtebilir, sonrası için daha planlı hareket etme, alternatif yollardan giderek daha kısa sürede işe ulaşabilmenin yolunu bulabilme gibi çözümleri de sunabilir. Başınıza gelen olayı nasıl çerçeveleyeceğiniz size bağlıdır. Şikayet edip bir olumsuz olayın hayatınızın diğer alanlarına da sıçramasına izin mi vereceksiniz, yoksa ders alıp yola devam mı edeceksiniz?
Olumlu zihnin en önemli özelliği "Nasıl?" sorusuna odaklanmasıdır. Çözüme odaklanan, daha iyiye ulaşma yolunda çaba sarf eden insanlar, başlarına gelen olayları "Nasıl?" süzgecinden geçirip sonraki safhalar için atacakları adımları belirlerler. Oysa kötümse insanlar "Neden?" diye sorar ve sadece sorunları görürler. Öyle ki uzun süredir bekledikleri fırsat ayaklarına gelse dahi fark etmez, durdukları yerde sayarlar. Hayat aslında inatçı bir öğretmendir. Bir dersi öğreninceye kadar size tekrar tekrar gösterir. O yüzdendir ki davranışınızı değiştirmemişseniz aynı şeyleri yaşamaya devame dersiniz. Ne zaman ki hayat, dersinizi aldığınıza kanaat getirir, işte o zaman her şey değişir.
Her şey sende gizli
Son yılların kabul gören anlayışı kuantum fiziği, her şey gibi düşüncelerin de enerji olduğunu belirtir. Bilinçaltımız "gerçek" ile "düşünce" arasındaki farkı ayırt edemez, o yüzden zihnimizde canlandırdıklarımız da "gerçek" olarak algılanır. Eğer olumlu bir zihin durumu içindeysek yaşayacaklarımız da olumlu olur. Ama eğer en kötüyü beklersek, yaşayacağımız gerçek de bu olacaktır. Bir işin olmayacağını düşünürseniz ve kendinizi buna inandırırsanız, o işin olmasını sağlayacak fırsatlar etrafınızda günlerce dolaşsa dahi onları fark edemez, hatta onlardan rahatsız bile olabilirsiniz.
Olumlu düşünceyi hayat felsefesi olarak benimseyen insanlar, umudunu, güvenini, güvenini, iyimserliğini kaybetmeden kendine güvenen, cesur ve inisiyatif sahibi bireyler olduklarını çevrelerine hissettirirler. Bu da onların daha fazla saygı görmesine, çözüm odaklı olduklarından olumsuz durumlarla daha başarılı şekilde baş etmelerine ve olumlu yaklaşımları ile ihtiyaç duydukları kaynak ve yardıma çok daha kolay ulaşabilmelerine olanak sağlar. Kısacası olumlu zihin, güçlü zihindir.
Ve elbette ki bu zihnin anahtarı sizsiniz. Yine Mevlana'nın dediği gibi: "Herşey sende gizli. Yerin çektiği kadar ağırsın, kanatlarının seni uçurduğu kadar hafif." Geçmişinizde sizi olumsuz etkileyen ne olursa olsun onu geride bırakın, artık ileriye bakmanın zamanı!
Yaşam bir armağandır, "alın"
Yaşam bir güzelliktir, "şükredin"
Yaşam bir mücadeledir, "savaşın"
Yaşam bir hedeftir, "başarın"
Yaşam bir maceradır, "cüret edin"